26 Haziran 2013 Çarşamba

KATLİAM Filmi Yorumları / KINATAY Filmi Eleştirileri

Yönetmen Brillante Mendoza Oyuncular Coco Martin, Julio Diaz, Mercedes Cabral Filipinler-Fransa, 2009 İstanbul Film Festivalinde izlediğim en etkileyici filmlerden biriydi. Brillante Mendoza nın yedinci filmi “katliam”. Tüm film kaotik şehir atmosferi, karanlık ve karmaşanın hakim olduğu bir atmosferde geçiyor. Film hiç de huzur verici olmayan bu atmosferde iyi olanın zayıflığına değiniyor. Polis akademisi ögrencisi Peping’ in masumiyetini kaybedişinin travmatik hikayesi. Her karesi etkileyici ve can sıkıcı. Belki de filmi bu kadar güçlü yapan taraf, bu sıkışmışlık hissidir Haraketli kamera, şehrin karanlığı, uzun bir kısmı küçük bir van içinde geçen yolculuğun seyri. “Doğruluğunu bir kez kaybedersen onu sonsuza kadar yitirmişsin demektir”. Umutla iyiliğin kazanmasını bekleyen bizlere tokat gibi bir gerçeklik hikayesi..

12 Haziran 2013 Çarşamba

Eğer Bir Ağaç Devrilirse Filmi Yorumları

Yönetmen Marshall Curry Ortak Yönetmen Sam Cullman Senaryo Marshall Curry, Sam Cullman, Matt Hamachek Görüntü Yönetmeni:Sam Cullman Kurgu: Marshall Curry, Matt Hamachek Müzik: James Baxter Kendisini ağaçlara bağlayan, sokaklarda pankart açan, sağı solu boyayıp dikkat çekmeye çalışan çevrecileri unutun… Doğanın savunucularının savaşı… Soğukkanlılıklarını yitirmiş doğa severlerin dişe diş kavgası… Ormanları kasıp kavuran keresteciler, şehirlerin ağaçlarını katleden belediyeler… Ve peşinden, bu katliama dayanamayan Daniel McGowan’ın, Usame Bin Ladin’li FBI terörist listesine nasıl girdiğinin hikayesi… Eko-terorizm diye lanse edilerek gerçekte hemen hiçbir can kaybı ve yaralanmaya sebep olmayan kundaklamalarla çevre yıkımına dikkat çekmeye çalışan bir avuç insanın iç burkan macerası anlatılıyor bu belgeselde. Onlar kundakçı, bu yüzden de haklı olamazlar. Ama belgesel bizlere keresteciler ve bu yıkıma izin veren hükümetlerin hiç mi suçu yok ? diye sorulması gerektiğini anlatıyor. Olayın kahramanları ile ropörtajlar şeklinde devam eden filmin özellikle kundaklama sahnelerinde kullanılan canlandırmalarla takibi kolaylaştırılmış. Sokak görüntüleri ve polis şiddetine, kerestecilere ve şiddetin her türlüsüne hayır diyenlere yansız bir açıdan, doğanın yanında durarak eko-seven bir bakış yapmış… Marshall Curry vizyonda adına kolay rastlayamayacağınız bağımsızğillerden bir yönetmen… Bu belgeseli ile bir dolu festivalde ilgi çekmeyi başaran Curry “Objektif bakılması zor bir konuydu.” diyor Daniel McGowan’ın durumu için. Ne de olsa o bir eko-savaşçı ydı bir eko-terörist değildi…

6 Haziran 2013 Perşembe

Kuzeyli Nanook Filmi Eleştirileri

Yönetmen: Robert J. Flaherty, Oyuncular: Cunayou, Allee, Allegoo, Nyla, Allakariallak, Müzisyen : Stanley Silverman, Senaryo: Frances H. Flaherty, Robert J. Flaherty Yapım:1922 - ABD Tür:Belgesel Süre: 79 dakika Hayatının önemli bir kısmını uygun olmayan koşullar içinde yaşayan insanların yaşam savaşına tanıklık ederek geçiren Flaherty, “Kuzeyli Nanook” filmini 1920’de, Kanada’nın kuzeyinde çekti. Filminin uzunluğu 78 dakikadır ve çekimlerinde yerli halkı kendi doğal ortamlarında kullanmıştır. Filmi gerçekleştirmede kendisine kaynak sağlayan ve sponsor olan Revillon Freres Kürk Şirketidir. Kuruluşu 1700’lerin ilk çeyreğine uzanan şirket, Flaherty’nin bu filmi sayesinde yerel bir firma ile rekabet etme imkanı yakalar. Filmi gerçekleştirmek için Flaherty 2 sene Port Harrison’da (yöresel adıyla İnnukjuak), Revillon Freres’ye ait kürk toplama yerinde ekibiyle birlikte yaşar. Yöreye ilk yolculuğunu 1913 yılında yapan ve gözlemlediklerini aklından çıkaramayan Flaherty, hazırlıklarını tamamlayarak 1920 yılında filmi gerçekleştirmek üzere yeniden İnnukjuak’a gelir. Filme konu olan Nanook isimli yerli adamın ailesi, karısı Nyla, üç çocukları Allee, Cunayu ve Rainbow ile adı Camook olan yavru köpekten oluşur. Filmin temeli ailenin yaşam şartlarına odaklıdır. Hayatlarını idame ettirebilmek için avlanmak, takas yapmak ve bir tür göçebe gibi oradan oraya hareket halinde olmak zorundadırlar. Avladıkları tilki, fok, deniz aygırı, balık ve kutup ayısı ile hem karınlarını doyururlar hem de kürklerini yörenin tek alış-veriş yeri olan “dükkan”da takas yoluyla değiştirerek zıpkın, bıçak, iğne ve renkli şeker alırlar. Nanook ve ailesinin gittiği her yerde onlara eşlik eden kutup köpekleri Husky’lerin önemi büyüktür. Onlar sayesinde yüklerini taşırlar ve yavrular da bir takas malzemesidir. Kutupta aç kurtlara karşı aileyi koruyan yine bu Husky’ler olur. Film mevsim döngülerini insanın doğallığı ile yansıttığı için masum ve bozulmamıştır: Baharla dünyaya gelen Husky yavrularının arasında, Nanook ve Nyla’nın bebeği Rainbow da soğuk bahar güneşinin altında seyredilir. Beyaz adamın gururla gösterdiği gramofon aleti Nanook için çok fazla bir şey ifade etmez. Ne olduğunu anlamak için kendisine uzatılan taş plağı ağzıyla dişler. Film Nanook’u uzun uzun balık avlarken, deniz aygırı yakalarken gösterir. Ailenin en küçük üyesinden en büyüğüne bıçağı hünerle kullanarak çiğ et/balık yemesi görülmeye değerdir. Kış mevsimi ile birlikte yola çıkılır. Karın doyurmak ve geçinmek için av peşinde olmak zorunludur. Nanook’un, karısı Nyla ile birlikte igloo yapması filmin avlanmaktan sonraki en önemli merkezini oluşturur. El çabukluğu ile donmuş buzdan barınak (igloo) inşa etmesi ve doğa ile başetmede gösterdiği alçakgönüllü zafer film izlenmeden anlaşılmaz. Flaherty’nin bu filmi ilk defa sinema filmi uzunluğunda bir belgesel olması ile de önemlidir. Daha sonra yaptığı filmler hiçbir zaman Kuzeyli Nanook’un yakaladığı başarıya ulaşamaz. Filmin önemi 1960’larda Avrupa’da “Görsel Antropoloji” olarak değerlendirilmiş ve adına makaleler yazılmıştır. Bilgin Adalı, belgesel filmde malzemenin ele alınışında üç ayrı yönteme değiniyordu: 1. Rus yönetmenlerin çektiği örnekler üzerinden; belgesel malzemenin öykülü bir anlatımla ve tiplerin yardımıyla anlatımı, 2. Flaherty’nin yaptığı gibi; yalın bir öykü çerçevesinde, doğal çevrede ve içindeki gerçek insanlar yardımıyla anlatımı, 3. Cavalcanti ve Ruttmann’da olduğu gibi; anlatıcı olmak yerine yorumlayıcı ve çözümleyici yaklaşımlarla anlatımı. Flaherty’nin filmleri için gerçeğin yaratıcı bir biçimde işlenmesi, gerçeğin yaratıcı bir biçimde yorumlanması da diyebiliyoruz zira anlatımını stüdyo yerine gerçek çevreyi, oyuncu yerine gerçek kişileri, öykü/senaryo yerine gerçek yaşam öyküsünü kullanarak gerçekleştirir. Sinema üzerine düşünmek, doğal olmayı terk edişimiz üzerine fikir geliştirmek isteyenler için güzel bir filmdir, Nanook of the North. 1920 yılından 2012’ye insana dair çok şey söyler.

5 Haziran 2013 Çarşamba

AMELIE Filmi Yorumları

YAPIM : FRANSA TÜR : ROMANTİK/KOMEDİ SÜRE : 121 DK IMDB : 8,5 Çok özel , mutlaka izlenmesi gereken bir film Amelie. Senaryosu ve çekimleriyle farklılık yaratmış olan, rahatça ve keyifle izlenen , imdb ilk 250 de 67. Sırada olan ve 5 dalda Oscar’a aday gösterilmiş ve dünyaca beğenilmiş özel bir film. Amelie, 23 yaşında tek başına Paris’de yaşayan çok masum ve saf bir kızdır. İnsanları mutlu etmek için sürekli çaba gösterir. Birgün bulduğu bir fotoğraf albümünden yola çıkarak kendi gibi romantik ve hayalperest olan Nino’nun varlığını keşfeder ama onunla yüz yüze gelmeleri biraz zaman alır. Baştan sona tebessümle izlediğim, müzikleri ve anlatımı çok güzel bir film. O kadar çok değişik sahneler ve karakterler var ki filmi izlerken bir an olsun kopmak mümkün değil. Anlatmakla olmaz mutlaka izlenmeli. YÖNETMEN: Jean-Pierre Jeunet OYUNCULAR: Audrey Tautou, Mathieu Kassovitz, Rufus