
1 Temmuz 2013 Pazartesi
The Hurt Locker filmi ve yorumları güzel bir film

26 Haziran 2013 Çarşamba
KATLİAM Filmi Yorumları / KINATAY Filmi Eleştirileri
Yönetmen
Brillante Mendoza
Oyuncular
Coco Martin, Julio Diaz, Mercedes Cabral
Filipinler-Fransa, 2009
İstanbul Film Festivalinde izlediğim en etkileyici filmlerden biriydi. Brillante Mendoza nın yedinci filmi “katliam”.
Tüm film kaotik şehir atmosferi, karanlık ve karmaşanın hakim olduğu bir atmosferde geçiyor. Film hiç de huzur verici olmayan bu atmosferde iyi olanın zayıflığına değiniyor. Polis akademisi ögrencisi Peping’ in masumiyetini kaybedişinin travmatik hikayesi.
Her karesi etkileyici ve can sıkıcı. Belki de filmi bu kadar güçlü yapan taraf, bu sıkışmışlık hissidir Haraketli kamera, şehrin karanlığı, uzun bir kısmı küçük bir van içinde geçen yolculuğun seyri. “Doğruluğunu bir kez kaybedersen onu sonsuza kadar yitirmişsin demektir”. Umutla iyiliğin kazanmasını bekleyen bizlere tokat gibi bir gerçeklik hikayesi..

Etiketler:
KATLİAM Filmi Resimleri,
KINATAY Filmi oyuncuları
12 Haziran 2013 Çarşamba
Eğer Bir Ağaç Devrilirse Filmi Yorumları
Yönetmen
Marshall Curry
Ortak Yönetmen
Sam Cullman
Senaryo
Marshall Curry, Sam Cullman, Matt Hamachek
Görüntü Yönetmeni:Sam Cullman
Kurgu: Marshall Curry, Matt Hamachek
Müzik: James Baxter
Kendisini ağaçlara bağlayan, sokaklarda pankart açan, sağı solu boyayıp dikkat çekmeye çalışan çevrecileri unutun… Doğanın savunucularının savaşı… Soğukkanlılıklarını yitirmiş doğa severlerin dişe diş kavgası…
Ormanları kasıp kavuran keresteciler, şehirlerin ağaçlarını katleden belediyeler…
Ve peşinden, bu katliama dayanamayan Daniel McGowan’ın, Usame Bin Ladin’li FBI terörist listesine nasıl girdiğinin hikayesi…
Eko-terorizm diye lanse edilerek gerçekte hemen hiçbir can kaybı ve yaralanmaya sebep olmayan kundaklamalarla çevre yıkımına dikkat çekmeye çalışan bir avuç insanın iç burkan macerası anlatılıyor bu belgeselde.
Onlar kundakçı, bu yüzden de haklı olamazlar. Ama belgesel bizlere keresteciler ve bu yıkıma izin veren hükümetlerin hiç mi suçu yok ? diye sorulması gerektiğini anlatıyor.
Olayın kahramanları ile ropörtajlar şeklinde devam eden filmin özellikle kundaklama sahnelerinde kullanılan canlandırmalarla takibi kolaylaştırılmış. Sokak görüntüleri ve polis şiddetine, kerestecilere ve şiddetin her türlüsüne hayır diyenlere yansız bir açıdan, doğanın yanında durarak eko-seven bir bakış yapmış…
Marshall Curry vizyonda adına kolay rastlayamayacağınız bağımsızğillerden bir yönetmen… Bu belgeseli ile bir dolu festivalde ilgi çekmeyi başaran Curry “Objektif bakılması zor bir konuydu.” diyor Daniel McGowan’ın durumu için. Ne de olsa o bir eko-savaşçı ydı bir eko-terörist değildi…

6 Haziran 2013 Perşembe
Kuzeyli Nanook Filmi Eleştirileri
Yönetmen:
Robert J. Flaherty,
Oyuncular:
Cunayou, Allee, Allegoo, Nyla, Allakariallak,
Müzisyen :
Stanley Silverman,
Senaryo:
Frances H. Flaherty, Robert J. Flaherty
Yapım:1922 - ABD Tür:Belgesel
Süre: 79 dakika
Hayatının önemli bir kısmını uygun olmayan koşullar içinde yaşayan insanların yaşam savaşına tanıklık ederek geçiren Flaherty, “Kuzeyli Nanook” filmini 1920’de, Kanada’nın kuzeyinde çekti. Filminin uzunluğu 78 dakikadır ve çekimlerinde yerli halkı kendi doğal ortamlarında kullanmıştır.
Filmi gerçekleştirmede kendisine kaynak sağlayan ve sponsor olan Revillon Freres Kürk Şirketidir. Kuruluşu 1700’lerin ilk çeyreğine uzanan şirket, Flaherty’nin bu filmi sayesinde yerel bir firma ile rekabet etme imkanı yakalar. Filmi gerçekleştirmek için Flaherty 2 sene Port Harrison’da (yöresel adıyla İnnukjuak), Revillon Freres’ye ait kürk toplama yerinde ekibiyle birlikte yaşar. Yöreye ilk yolculuğunu 1913 yılında yapan ve gözlemlediklerini aklından çıkaramayan Flaherty, hazırlıklarını tamamlayarak 1920 yılında filmi gerçekleştirmek üzere yeniden İnnukjuak’a gelir.
Filme konu olan Nanook isimli yerli adamın ailesi, karısı Nyla, üç çocukları Allee, Cunayu ve Rainbow ile adı Camook olan yavru köpekten oluşur. Filmin temeli ailenin yaşam şartlarına odaklıdır. Hayatlarını idame ettirebilmek için avlanmak, takas yapmak ve bir tür göçebe gibi oradan oraya hareket halinde olmak zorundadırlar. Avladıkları tilki, fok, deniz aygırı, balık ve kutup ayısı ile hem karınlarını doyururlar hem de kürklerini yörenin tek alış-veriş yeri olan “dükkan”da takas yoluyla değiştirerek zıpkın, bıçak, iğne ve renkli şeker alırlar.
Nanook ve ailesinin gittiği her yerde onlara eşlik eden kutup köpekleri Husky’lerin önemi büyüktür. Onlar sayesinde yüklerini taşırlar ve yavrular da bir takas malzemesidir. Kutupta aç kurtlara karşı aileyi koruyan yine bu Husky’ler olur.
Film mevsim döngülerini insanın doğallığı ile yansıttığı için masum ve bozulmamıştır: Baharla dünyaya gelen Husky yavrularının arasında, Nanook ve Nyla’nın bebeği Rainbow da soğuk bahar güneşinin altında seyredilir. Beyaz adamın gururla gösterdiği gramofon aleti Nanook için çok fazla bir şey ifade etmez. Ne olduğunu anlamak için kendisine uzatılan taş plağı ağzıyla dişler.
Film Nanook’u uzun uzun balık avlarken, deniz aygırı yakalarken gösterir. Ailenin en küçük üyesinden en büyüğüne bıçağı hünerle kullanarak çiğ et/balık yemesi görülmeye değerdir. Kış mevsimi ile birlikte yola çıkılır. Karın doyurmak ve geçinmek için av peşinde olmak zorunludur. Nanook’un, karısı Nyla ile birlikte igloo yapması filmin avlanmaktan sonraki en önemli merkezini oluşturur. El çabukluğu ile donmuş buzdan barınak (igloo) inşa etmesi ve doğa ile başetmede gösterdiği alçakgönüllü zafer film izlenmeden anlaşılmaz.
Flaherty’nin bu filmi ilk defa sinema filmi uzunluğunda bir belgesel olması ile de önemlidir. Daha sonra yaptığı filmler hiçbir zaman Kuzeyli Nanook’un yakaladığı başarıya ulaşamaz. Filmin önemi 1960’larda Avrupa’da “Görsel Antropoloji” olarak değerlendirilmiş ve adına makaleler yazılmıştır.
Bilgin Adalı, belgesel filmde malzemenin ele alınışında üç ayrı yönteme değiniyordu:
1. Rus yönetmenlerin çektiği örnekler üzerinden; belgesel malzemenin öykülü bir anlatımla ve tiplerin yardımıyla anlatımı,
2. Flaherty’nin yaptığı gibi; yalın bir öykü çerçevesinde, doğal çevrede ve içindeki gerçek insanlar yardımıyla anlatımı,
3. Cavalcanti ve Ruttmann’da olduğu gibi; anlatıcı olmak yerine yorumlayıcı ve çözümleyici yaklaşımlarla anlatımı.
Flaherty’nin filmleri için gerçeğin yaratıcı bir biçimde işlenmesi, gerçeğin yaratıcı bir biçimde yorumlanması da diyebiliyoruz zira anlatımını stüdyo yerine gerçek çevreyi, oyuncu yerine gerçek kişileri, öykü/senaryo yerine gerçek yaşam öyküsünü kullanarak gerçekleştirir. Sinema üzerine düşünmek, doğal olmayı terk edişimiz üzerine fikir geliştirmek isteyenler için güzel bir filmdir, Nanook of the North. 1920 yılından 2012’ye insana dair çok şey söyler.

5 Haziran 2013 Çarşamba
AMELIE Filmi Yorumları
YAPIM : FRANSA TÜR : ROMANTİK/KOMEDİ SÜRE : 121 DK IMDB : 8,5
Çok özel , mutlaka izlenmesi gereken bir film Amelie. Senaryosu ve çekimleriyle farklılık yaratmış olan, rahatça ve keyifle izlenen , imdb ilk 250 de 67. Sırada olan ve 5 dalda Oscar’a aday gösterilmiş ve dünyaca beğenilmiş özel bir film.
Amelie, 23 yaşında tek başına Paris’de yaşayan çok masum ve saf bir kızdır. İnsanları mutlu etmek için sürekli çaba gösterir. Birgün bulduğu bir fotoğraf albümünden yola çıkarak kendi gibi romantik ve hayalperest olan Nino’nun varlığını keşfeder ama onunla yüz yüze gelmeleri biraz zaman alır.
Baştan sona tebessümle izlediğim, müzikleri ve anlatımı çok güzel bir film. O kadar çok değişik sahneler ve karakterler var ki filmi izlerken bir an olsun kopmak mümkün değil. Anlatmakla olmaz mutlaka izlenmeli.
YÖNETMEN: Jean-Pierre Jeunet
OYUNCULAR: Audrey Tautou, Mathieu Kassovitz, Rufus
.jpg)
Etiketler:
AMELIE Filmi Eleştirileri,
AMELIE Filmi Resimleri
30 Mayıs 2013 Perşembe
Celal ile Ceren Film Eleştirileri
Celal ile Ceren Filmi Şahan Gökbakar, Ezgi Mola gibi ünlü isimlerin rol aldığı sizleri ekrana bağlayabilecek bir film.
Şahan Gökbakar “Recep İvedik” serisi ile sinema dünyamıza, komedi sinemamıza diyelim hareket getiren bir oyuncu, yapımcı.
“Recep İvedik” serisi kimi çevrelerce kıyasıya eleştirilen filmlerden olmuştu. Argo kullanımı, esprilerin estetikten yoksunluğu ve hitap ettiği çevre ve hatta bu argo ve kimilerince ‘kaba’ olarak nitelenen çevreyi legalize ettiği ileri sürülerek şimşekleri üzerine çekiyordu. Kısmen haksız da değildi bu eleştiriler. Tüm “Recep İvedik” serisi güldürmesinin yanında, kadını ötekileyen ve ‘küçülten’ erkek egemen ‘maskülen’ bir yaşamı olumlayarak onayan bir sinema serisiydi.
Eleştirilere rağmen kısmen de olsa, zorlama bu kabul edilebilirlik hadi lafı dolandırmayalım istemeye istemeye filmini yapabilme özgürlüğü hakkı olduğu söylenmekteydi.
Oysa Şahan Gökbakar “Celal ile Ceren” filmi ile sinema anlayışını bir kademe üste çıkararak -aşağımı indirerek demeliyim- sınırsızlığını ve kadına bakışını ciddi derecede erozyona uğratıyor. Artık seviyeyi bel altından da aşağıya alıp erkek egemen sosyolojinin tam göbeğinden hikâyesini anlatıyor. Fermuarları indirilmiş erkeklerin kadına saygısız, aşağılayan, kadını bir meta olarak alıp sürekli ona küfreden alanına sizi sokuyor.
kısır bir senaryonun içinde kadının tüm değerlerini aşağılayarak kadını sadece -özür dilerim ama yazmalıyım- ‘koymak, kaymak, sokmak, geçirmek’ kelimeleri ile anan bir filmden bahsediyorum. Oyuncuların yeteneksizliği ve yönetimin lüzumsuzluğu, hemen hiçbir teknik özellik taşımayan kareleri ve kusan, salyalar akıtan öğüren ve bilmem daha tüm çeşitli akışkan uçuşken çıktıları ile şahanın erkekleri…
Kendince haklı sebepleri olduğunu söylüyor; bu karakterler yaşamıyor mu? Evet yaşıyor… Erkeklerin çoğu böyle konuşmuyor mu? Evet konuşuyor. “Recep İvedik”i izlettirmedim mi milyonlara? Evet izlettin… MiIyonlar kazanıyor muyum? Evet kazanıyorsun.
Peki sinema anlayışım komedyenliğim ile ve hitap ettiğim kitle ile Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan ile aynı kefede miyim? Hayır ne mutlu ki değilsin. Emekle espri üretmektense kolaycı bir komedinin rahatlığına sığınarak vasat olmaktan kurtulamamış yine Şahan Gökbakar…
Eğer kişiliğinize hitap etmiyor ise erken ayrılmak zorunda kalacağınız, sosyolojimizin yararsız, tüketen, suça meyilli ucu kırış kırış hangi karakteri varsa önünüze taşıyan, kendinizi ve ruhunuzu sakınmanız gereken bir psikososyolojik bozukluk abidesi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)